Connect with us

EKONOMİ

Milyarder fon yöneticisinden kâbus senaryosu

Piyasalar Fed’in faiz kararını öncesi yön ararken Ünlü hedge fonu yöneticisi Kyle Bass, FED’in sıkılaştırma ve faiz artırımı politikaları nedeniyle bu yıl borsalardan getiri beklenmemesi gerektiğini söyledi. Bass’a göre FED’in faiz artırma planında diretirse borsalarda sert bir düşüş yaşanacak.

Published

on

Yatırım danışmanlığı şirketi Hayman Capital Management’ın Kurucusu ve Baş Yatırım Yöneticisi Kyle Bass, ABD Merkez Bankası’nın kur artışı ve genel finansal koşullarındaki sıkılaştırma politikaları gerekçesiyle 2022 yılında borsalardan kazanç beklenmemesi gerektiğini söyledi.

3 milyar dolarlık kişisel serveti bulunan hedge fonu yöneticisi CNBC’deki röportajında “Parasal sıkılaştırma politikaları ile eş zamanlı yapılacak faiz artışlarıyla birlikte bu yıl hisse senetleri piyasasının yükselmesinin bir yolu yok. Eğer plana sadık kalırlarsa muhtemelen oldukça agresif bir düşüş olacaktır” açıklamasında bulundu. Bass, “Bana kalırsa bir kez faiz artırdıktan sonra planlarından geri adım atmak zorunda kalacaklar” dedi.

Milyarder hedge fonu yöneticisinin yorumları ABD borsalarının düşüşe geçtiği Perşembe günü seansı sonrasında geldi. Geçtiğimiz gün Wall Street endeksleri seans sonuna doğru satış baskısıyla karşı karşıya kalmıştı.

Haftanın en önemli gündem maddelerinden olan ABD enflasyon verileri rekor seviyelere rekor seviyeleri göstermesine karşın yatırımcıların beklentileriyle aynı doğrultuda oldu. Çarşamba günü açıklanan Aralık ayı tüketici fiyat endeksi verileri yıllık bazda %9,7’yi gösterdi. Geçtiğimiz açıklanan üretici fiyat endeksi rakamları ise Aralık ayında yıllık enflasyonun %7 yükseldiğini işaret etti. Bu rakamlar son 40 yılın en yüksek seviyelerini işaret ediyor.

Enflasyon verileri her ne kadar yükselişin zirve yaptığına ilişkin işaretler gösterse de ABD Merkez Bankası’nı da enflasyondaki yükselişi yatıştırmak için finansal koşulları sıkılaştırmaya zorluyor.

Deutsche Bank ekonomistleri 2022 yılında Mart ayından itibaren dört faiz zammı beklediklerini açıklarken, Goldman Sachs ekonomistleri ise geçtiğimiz hafta 2022 faiz artışlarına ilişkin tahminlerini üçten dörde yükseltmişti.

FED’DEN FAİZ ARTIŞI SİNYALİ

ABD Başkanı Joe Biden tarafından FED’in iki numaralı koltuğuna atanan FED Başkan Yardımcısı Lael Brainard Perşembe günü ABD Senatosu’na verdiği ifadede Federal Açık Piyasa Komitesi’nin yıl boyunca “birkaç kez faiz artışı” yapmayı öngördüğünü belirtti.

Gösterge faiz oranlarındaki yükseliş, FED’in varlık alımlarını sona erdirmesinin ardından gerçekleşmesi bekleniyor. FED’in politika faizini artırması pandemi sırasında piyasaları desteklemek için piyasaya sürülen yaklaşık 9 trilyon dolarlık varlık portföyünün daraltılması anlamına gelebilir.

Piyasalardaki bu değişim spekülatif varlıkları destekleyen ivmenin geri çekilmesi anlamını taşıyor. Zira MarketWatch’un haberine göre daha yüksek faiz oranları daha yüksek borçlanma maliyetine dönüşüyor. Bu aynı zamanda teknoloji gibi sektörlerdeki şirketlerin geleceğe yönelik bilanço beklentilerini de aşındırabilir.

Tüm bu sebeplerde milyarder hedge fonu yöneticisi Kyle Bass borsaların önemli zorluklarla karşı karşıya olduğuna ve FED’in borsalarda geri çekilmeye sebep olmadan faiz artışı yapabilmesinin zor olduğuna inanıyor. Küresel Finans Krizi sırasındaki büyük kazanımlarıyla üne kavuşan Bass Asya piyasalarındaki ekonomik gelişmelere odaklanan ve daha çok ayı piyasası görüşleriyle bilinen bir hedge fonu yöneticisi olarak öne çıkıyor.

GOLDMAN SACHS: BALON PİYASASI KORKULARI GERÇEKÇİ DEĞİL

Dev ABD bankası Goldman Sach hisse senedi yatırımlarından vazgeçmemeyi tavsiye ediyor. Wall Street devi ABD’de tarihi seviyelere çıkan hisse senedi değerlemelerine ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) parasal sıkılaştırma politikalarına geçmesine rağmen Hisse senetlerinin tercih edilmesi gerektiğini açıkladı.

Goldman Sachs Tüketici ve Servet Yönetimi Birimi Baş Yatırım Sorumlusu Sharmin Mossavar-Rahmani 2022 öngörülerini içeren Goldman Sahs raporunu açıklarken, “Değerlemeleri hisse senetlerinden çıkış için bir sinyal olarak almak verimli olmaz” ifadelerine yer verdi. MarketWatch’un haberine göre, Mossavar-Rahmani yüksek hisse değerlemeleri konusundaki endişeleri sebebiyle Hisse senetlerinden çıkan yatırımcıların büyük getirileri kaçırma riskiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.

Baş stratejist S&P 500 Endeksi’nin performansına dikkat çekti. Aralık 2016’da S&P 500 Endeksi hisseleri II. Dünya Savaşı’ndan o tarihe kadar en yüksek ilk 10 değerlemeye ulaşacak derecede yükseldi. Ancak o zamandan beridir hisse senetleri 2021 yılına kadar %133 getiri sağladı. Goldman Sachs raporunda bu ciddi getirinin yüksek hisse değerlemelerine rağmen geldiğini belirtiyor.

Birçok yatırımcı bugünün ABD borsaları ile 1999’daki dot-com balonu arasındaki benzerliklere dikkat çekse de Goldman stratejisti iki durum arasında önemli farklıklar olduğu görüşünde. Mossavar-Rahmani rallinin piyasa genişliğinin farklı olduğunu savunuyor.

S&P 500 Endeksi az sayıdaki hissenin performansına odaklanmış bir konumda. Facebook’un çatı şirketi Meta, Apple, Netflix, Google’ın çatı şirketi Alphabet, Microsoft, Amazon, Nvidia ve Tesla hisseleri endeksin piyasa değerinin %27’sini oluşturuyor. Buna karşın Goldman baş stratejisti geçtiğimiz yıl endeksin sağladığı gelen güçlü getirilerin geniş bir yelpazede olduğuna dikkat çekiyor.

FactSet verilerine göre S&P 500 Endeksi 2021 yılında toplamda %28,7 oranında yükseldi. Ancak yukarıda yüksek piyasa değeri vurgulanan 8 hisse senedinin çıkarılması halinde dahi endeksin getirileri yine %24,9 seviyesinde kalıyor.

Goldman Sachs raporunda, “Boğa piyasası az sayıdaki hisse tarafından yönlendirilmiyor. 2021 getirileri 1999’a göre çok daha simetrik dağıldı” ifadelerine yer verildi.

Banka raporu, 1999 yılında S&P 500 Endeksi’nin %21 oranında getiri sağladığını ancak söz konusu dönemde endeksin eşit ağırlıklı versiyonunun %10 yükseldiğini ve medyan hisse senetlerinin sadece %1 oranında yükseldiğini gösteriyor.

Raporda ayrıca S&P 500’ün risk priminin de 2000 yılında önemli ölçüde daha az cazip olduğuna dikkat çekildi. Risk primi, S&P 500 bilanço getirisi ile 10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri arasındaki ilişkiyi ifade eden bir ölçüt anlamına geliyor.

10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri Ocak ayının başından itibaren yaklaşık 21 baz puan tırmandı. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü açıklanan Aralık ayı FED toplantısı tutanaklarında, bankanın yükselen enflasyonla mücadele etmek için para politikasında sıkılaştırma adımları atacağı vurgulanmıştı.

Goldman’ın yatırım stratejisi grubu, FED’in 2022’de en az üç kez faiz artırmasını beklediklerini ve daha yüksek enflasyon veya daha hızlı büyüme durumunda daha fazla sayıda faiz artışının da gelebileceğini açıkladı. Ancak raporda, “Pandeminin yeniden canlanması da dahil olmak üzere küresel bir dengesizlik durumunda faiz oranları daha yavaş bir hızla yükseltilebilir veya hiç yükseltilmeyebilir” ifadelerine de yer verildi.

Rapora göre Goldman Sachs temel senaryosunda S&P 500 Endeksi’nin bu yıl toplamda %6,3 oranında getiri yaratmasını bekliyor.

ABD hisselerini tavsiye eden Mossavar-Rahmani, “ABD’nin üstünlüğü ortadan kalmayacak” ifadelerine yer verdi. Baş stratejist ABD’nin halen inovasyonun merkezinde yer aldığını belirtti. Goldman stratejisti bununla birlikte ülkenin istihdam gücünün sağladığı yüksek üretkenliğe ve görece yüksek kurumsal bilançolara da işaret etti.

Mossavar-Rahmani, ABD borsasının 2022’i inişli çıkışlı bir seyirle geçirebileceğini ve yıl içinde herhangi bir noktada “düşüş” potansiyeline sahip olabileceğini söyledi. Ancak baş stratejist resesyon ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor.

Rapora göre Goldman, küresel büyümenin bu yıl %4,5 olmasını bekliyor ve bu oran da genel büyüme trendinin çok üzerinde. Öngörülerin gerçekleşmesi halinde ABD ekonomisi 2022 yılında %3,9 oranında genişleyecek ve ülkedeki işsizlik yıl sonuna kadar %3,1’e kadar gerileyecek.

Goldman Sachs’ın öngörülerinde en büyük risk olarak Kovid-19 pandemisi gösteriliyor. Mossavar-Rahmani, pandemi sırasında enflasyonu körükleyen tedarik zinciri krizlerinin bu yıl hafifleyeceğini öngörüyor.

İnsanlar tedarik zincirlerini Çin’den dünyanın diğer bölgelerine taşıyorlar. Bu da salgından önce başlayan bir akımı destekliyor. Baş stratejiste göre tedarik zincirinin bir kısmı ABD’ye geri dönüyor veya Meksika’ya taşınıyor.

Bu arada Mossavar-Rahmani’ye göre, ABD’deki enflasyon muhtemelen bu ay ve Şubat ayında yüksek kalacak ve potansiyel olarak zirve seviyelerine ulaşacak ve ardından 2022’de yavaş yavaş düşmeye başlayacak.

Baş stratejist, “Dışarıda bir sürü risk var. Ancak bu riskleri yönetebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.