Connect with us

GÜNDEM

Büyük usta babasına karayemiş götürüyor!

Fotoğraf sanatçısı Ara Güler için ilk olarak Galatasaray Meydanı’nda tören düzenleniyor. Bu arada Ara Güler’in babasının memleketi olan Şebinkarahisar’dan toprak ve karayemiş gönderildi. Şebinkarahisar’ın Belediye Başkanı Şahin Yılancı, toprağı ve karayemişi Güler’in vasiyeti üzerine mezarına koyacaklarını söyledi.

Published

on

Tedavi gördüğü Florance Nightingale Hastanesi’nde 90 yaşında hayata gözlerini yuman usta foto muhabiri Ara Güler için Galatasaray Meydanı’nda tören düzenleniyor. Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilen tören öncesinde Beyoğlu Belediyesi’nce bir platform kuruldu. Ara Güler’in fotoğrafları ile Güler’in hayatını anlatan bir film platforma kurulan ekrandan gösterildi. Meydana “Güle güle büyük usta, seni asla unutmayacağız!” ve Güler’in “Yaşam size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.” şeklindeki sözlerinin yer aldığı büyükçe bir poster asıldı.

Ara Güler’in Türk bayrağına sarılı naaşı da platforma getirildi. Karanfillerin yer aldığı platformda, mumlar yakıldı. Yakınları ve foto muhabirleri naaşın başında bir süre nöbet tuttu. Bir yakını tarafından getirilen Ara Güler’in fotoğraf makinesi çantası da tabutun başına konuldu.

Asistanı Fatih Aslan ile yakınları, taziyeleri Ara Cafe’de kabul etti.

Galatasaray Meydanı’ndaki törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, AK Parti Milletvekili Hasan Turan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Garo Paylan, Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Vekili Aram Ateşyan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi geldi.

MEMLEKETİNDEN TOPRAK GETİRİLDİ

Bu arada, Ara Güler’in babasının memleketi olan Şebinkarahisar’ın Belediye Başkanı Şahin Yılancı da törene katıldı.
Yılancı, Güler’in ölümünden dolayı büyük üzüntü yaşadıklarını dile getirdi. Güler’i 2010 yılında Şebinkarahisar’da ağırladıklarını ve Şebinkarahisar’ın en işlek caddesine ismini verdiklerini hatırlatan Yılancı, Şebinkarahisar’dan getirdikleri toprağı da Güler’in vasiyeti üzerine mezarına koyacaklarını söyledi.

Ara Güler’in naaşı, buradaki törenin ardından Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi’ne götürülecek. Güler’in cenazesi, kilisedeki tören sonrasında Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

KARAYEMİŞ’İN HİKÂYESİ

Dacat Güler, Ara Güler’in babası..
Şebinkarahisar’ın Yaycı köyünden…
Dacat Güler vefat etmeden hemen
önce köyünü ziyaret etmek ister…

*
Ara Güler anlatıyor:
“Bir gün babam, ‘Dünyanın her yerine gidiyorsun, babanın köyünü merak etmiyor musun’ dedi.

‘Hadi gidelim’ dedim. Vapura binip Giresun’a gittik. Giresun’dan Şebinkarahisar’a taksi tuttuk. Oradan Yaycı köyüne gittik. Babam doğduğu evi aradı, bulamadı. Kiliseyi aradı, bulamadı. Mezarlığı tarla yapmışlar.

Çocukken yüzünü yıkadığı üç gözlü bir çeşme vardı, o kalmış. Oraya götürdüler, yüzünü yıkadı.

‘Çocukken anam beni Döven’in üzerine koyar, dolaştırırdı’ dedi. Hemen köylüler döven kurdu, babamı da içine koydular, döndü. Ben de fotoğraf çektim. Baktım, babam ağlıyor. Altı yaşında bıraktığı köyüne benimle beraber dönünce çocukluğu aklına gelmiş.

Sonra Sivas’a dönmek için araba tuttuk. Yolda giderken ‘Ah, unuttum’ dedi:

‘Buranın karayemişleri meşhurdur. Anam beni İstanbul’a mektebe gönderirken yanıma torba içinde yemişler vermişti, onları yiyerek gelmiştim. Benim memleket sevgim, yemişle başlar. Geri dönüp alalım.’

Baba, gözünü seveyim… 100 kilometre yol geldik. Şimdi yemiş için 100 kilometre geri gideceğiz, 100 kilometre tekrar bu tarafa geleceğiz, sabah olacak. Başka sefer alırsın’ dedim.

İstanbul’a döndük.

Babam dört ay sonra öldü. Meğer derdi, oğlunun onu köyüne götürmesiymiş.

Cenazeye gideceğimiz gün evin kapısı çaldı.
‘Kimsiniz’ dedim.
‘Dacat Güler’i arıyoruz’ dediler.
‘Dacat Güler’i kaybettik, şimdi cenazeye gidiyoruz, isterseniz siz de gelin’ dedim.

Meğer gelenler, köyde bizi gezdiren köylülermiş.

Siz de gelin cenazeye’ dedim. Yanlarında da bir sandık vardı. Baktım; karayemiş getirmişler. Babamın almak istediği, hasretini çektiği karayemişler…

Çocukluğunda yediği, kokusunu aldığı, kendi memleketinin yemişleri… Hepsini ceplerime doldurdum, ceplerim şişti.

Öyle gittim cenazeye…

Tam babamı toprağa koyacaklar, ‘Açsanıza tabutu’ dedim, ‘Olmaz, dine aykırıdır’ dediler.

‘Siz açın, bir şey koyacağım’ dedim. Açtılar.. Döktüm yemişleri…

Babamı çocukluğunun yemişleriyle birlikte gönderdim öteki dünyaya…
Şişli mezarlığında yatıyor şimdi…”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir